DİA Yazılım Genel Müdürü Suha Onay Türkiye’de teknoparkların kamu politikalarının merkezinde yer aldığını belirterek teknoloji şirketlerinin önemli bir sevide olduğunu açıkladı.
Teknoparkların altyapı, kaynak ve insan sermayesi açısından birbirinden ayrı dağılım gösterdiğini belirterek, “Etkin yönetim, güçlü üniversite ve sanayi iş birlikleri ve sürdürülebilir finansmanla çalışan teknoparklar önemli başarı hikayeleri yaratıyor.” dedi.
Doğru Stratejiyle Erken Aşama Yatırımlar Katma Değer Sağlar
Ar-Ge indirimi ve teknopark istisnasından yararlanan firmalara getirilen yüzde 3 girişim sermayesi yatırım zorunluluğu konusunu değerlendiren Onay, “Doğru yönlendirildiğinde bu kaynak, teknoloji tabanlı girişimlerin kuluçka döneminde desteklenmesine büyük katkı sağlar. Ancak şeffaflık, performans kriterleri ve aktif teknopark yönetimleri olmadan istenen etkiyi yaratmak zor.” dedi.
“Staj, Eğitim ve Fonlarla Teknoparklar Güçlenecek”
Onay, teknoparkların nitelikli iş gücüne erişmekte zorlandığını, erken aşama finansman eksikliği olduğunu, mevzuat karmaşıklığı ve pazara girişte zorluklar yaşandığını bildirerek “Staj, rotasyon ve özel eğitim programlarıyla daha güçlü bir yetenek havuzu oluşturmak gerekiyor. Bunun yanında kamu ve özel fonlarının artırılması, mevzuat sadeleştirmeleri ve sanayiyle ortak projelerin teşvik edilmesi ekosistemi güçlendirecek.” diyerek çözüm önerilerini açıkladı.
“Dijitalleşmiş, Yapay Zekâ Odaklı ve Yeşil Dönüşüme Hazır Bir Teknopark Modeli Geliyor”
Yakın gelecekte teknoparkların çalışma modelinin belirgin biçimde değişeceğini vurgulayan Onay, dijitalleşmenin operasyonel verimlilik sağlayacağını, yapay zekanın Ar-Ge süreçlerinde sıçrama yaratacağını ve yeşil teknolojilerin tamamen yeni iş modelleri oluşturacağını belirterek, “Bulut, veriye dayalı altyapı ve temiz enerji tesisleri artık tercihten öte zorunluluk olacak. Bu dönüşüme uyum sağlayan teknoparklar rekabet avantajını elinde tutacak.” dedi.

“Türk Teknoparkları Global Teknoloji Merkezine Dönüşmede Güçlü Temele Sahip”
Türk teknopark modelinin Ar-Ge odaklı vergi destekleri ve üniversite bağlantıları sayesinde önemli avantajlara sahip olduğunu belirten ancak eksik yönlere de dikkat çeken Onay, “Uluslararası görünürlük, fonlama ve pazara giriş konularında hala mesafe kat edilmesi gerekiyor. Hedefli uluslararası ortaklıklar, yabancı yetenek çekme politikaları ve risk sermayesi yatırımlarını teşvik eden düzenlemeler bu yapıyı global düzeyde güçlendirebilir.”
Onay, doğru strateji yürütülürse Türkiye’nin teknopark yapılanmasının bölgesel bir teknoloji cazibe merkezine dönüşebileceğini dile getirerek sözlerini tamamladı.









